Geride bıraktığımız 10 yılda Türkiye’de ifade özgürlüğü ve hukukun üstünlüğü alanında büyük bir çöküş görüldü. Olağanüstü hal dönemi (2010-2018) sırasında 2017’de parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçiş denge ve kontrol ile güçler ayrılığı alanında erozyon ile sonuçlandı. İfade özgürlüğü bakımından dünyadaki en kötü ortamlardan birisi olmasına karşın Türk hükümeti Avrupa Konseyi ve Birleşmiş Milletler dahil uluslararası forumlardaki itibarını hala umursamaktadır. Bu durum, sivil topluma ve hukuk alanında çalışan kuruluşlara Türkiye üzerinde bahse konu ihlalleri gidermesi ve uygulamalarını uluslararası insan hakları yükümlülükleri uyarınca gerçekleştirmesine yönelik sürekli basınç sağlaması için olanaklar sunmaktadır.
İfade özgürlüğü ve adil yargılanma hakkına yönelik daha önce görülmemiş düzeyde yaşanan bu tehdite yönelik, ARTICLE 19 ve BHRC Türkiye’deki ifade özgürlüğü ile ilgili davaların izlenmesinde 2016’dan bu yana işbirliği yapmaktadır. Dava gözlemlerinin ardından hazırlanan raporlar, yazar Ahmet Altan, siyasetçi Selahattin Demirtaş ve hayırsever Osman Kavala gibi sembolik davalar da dahil olmak üzere, düzenli ve sistematik bir adil yargılanma hakkı ve ifade özgürlüğü ihlallerini belgelemektedir. 2019’da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Demirtaş ve Kavala’nın tutuklanmasının gerçek amacının kendilerini susturmak olduğunu; bu durumun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ihlali olduğunu tespit edip kendilerinin derhal tahliye edilmesi gerektiğine hükmetmiştir. Ancak, bir yıldan fazla bir süre geçmiş olmasına rağmen Türkiye bu kararları görmezden gelmektedir ve bu kişiler tahliye edilmemiştir.
Avrupa Konseyi’nin Türkiye’nin insan hakları yükümlülüklerine uyması için basınç oluşturmadaki kritik öneme sahip rolüne karşın, Mahkeme davaların önceliklendirilmesinde uyguladığı politikanın açık olmaması nedeniyle sık sık eleştirilmektedir. Ek olarak, Türk hükümeti artık AİHM kararlarını uygulamaktan “kaçınmanın” yollarını da bulmakta.
Bu etkinlik ifade özgürlüğü davalarında adil yargılanma hakkı ihlallerin belgelenmesinin önemini tartışmak ve bir dizi kilit öneme sahip sorulara yanıt vermek üzere uzmanları bir araya getiriyor: Türkiye AİHM’de neden bu kadar çok tekrar eden ihlalle karşı karşıya ve bu trend nasıl tersine çevrilebilir? AİHM Türkiye’deki insan hakları ihlalleri boyutunu ele alacak donanıma sahip midir? Mahkeme’nin Ahmet Altan, Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala davalarına ilişkin son dönemde verdiği ve vermediği kararların önemi nedir? Mahkeme’nin Türkiye’den gelen davaları belirlemedeki yetki ikamesi ve takdir yetkisi nedir? Türkiye’deki ifade özgürlüğünün geliştirilmesinde BM dahil başka hangi uluslararası mekanizmalar kullanılabilir? Türkiye’deki insan haklarının korunmasında BM mekanizmalarının etkisi nedir?
Bu soruları ve daha fazlasını kapsamlı bir biçimde tartışmak için önümüzdeki Salı günü bize katılın.
Moderatör: Sarah Clarke, Avrupa ve Orta Asya Yöneticisi, ARTICLE 19
Panelistler:
- Schona Jolly QC, İngiltere ve Galler Barosu İnsan Hakları Komitesi (BHRC) Başkanı
- Rıza Türmen, Türkiye’nin Eski AİHM Yargıcı
- Başak Çalı, Uluslararası Hukuk Profesörü, Temel Hakları Merkezi
Türkçe-İngilizce simültane çeviri olacaktır. Soru&Cevap bölümünde tartışmaya katkıda bulunmak mümkün olacaktır.
Bu çevrimiçi panele katılım için kayıt zorunludur. Etkinliğe bağlanmak için gerekli bilgiler katılımcılara kayıtlarının onaylanmasının ardından gönderilecektir.
Lütfen buradan kaydolunuz.
Daha fazla bilgi için, lütfen [email protected] ile iletişime geçiniz.
Bu etkinliğin ev sahipliği ARTICLE 19 tarafından gerçekleştirilecektir, etkinliğin eş sponsorluğunu İngiltere ve Galler Barosu İnsan Hakları Komitesi (BHRC) üstlenmektedir.